15 Eylül 2011 Perşembe

İnanmak,
Kırgın bir kadının en büyük yanılgısıdır...

Yine de yanılgısına aşıktır her kadın,
Her aşk kadar az,
her dokunuş kadar çok...// Burçak Durak

14 Eylül 2011 Çarşamba

Ay ışığı düştü,
başımdan ayak bileklerime kadar hissedilen bir sarsıntıyla irkildim …

Sen içimden gitmiştin…

Hissizliğe alışık olmayan bense şaşkın…Koyu kırmızı harflerimi aradım hikayem için…yoktu hiçbiri yerlerinde. Tüm harflerim boşalmış, spermleri etrafa yayılmıştı. Derin bir nefes alıp sırtımı koltağa yaslama isteği duydum.
(Koltuk yerinde değildi)

Sonrası duvara çarptı sırtım. Hayır canım yanmadı. Diyorum ya içim boşaldı..
Ay ışığı, ışıksızdı…

Çamura bulanmış “boşluk” sesiyle kendime geldim…
“boşluklar çarpışıyordu içimde”… // Burçak Durak

Elleri kesilmiş bir kadınım
Birkaç zaman önce adamın biri tarafından.
Hayata tutunamayışım buna,
İnançsızlığım da öyle...

Bu yüzden bir şans daha isteme benden yaşama dair.
Elsizim, kolsuzum ve güçsüz...
En çok kendi kusmuğumda boğulurum,
En çok tutunurken düşerim..

Bu yüzden tutunmak istemeyişlerimin içinde zevkten deliririm..
Haydi şimdi def/ol...
Daha fazla kusamayacağım..

Kusarken, ağlamak delirmişliğimin ispatı işte,
Kahkahalarımı böl-me...// Burçak Durak